İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Miguel de Cervantes’in tıpkı ismi taşıyan romanından seçilmiş kimi kısımlardan esinlenilerek bale sahnesine taşınan Don Kişot balesini, ‘’Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’’ kapsamında AKM – Türk Telekom Opera Salonu’nun harika atmosferinde; 13 Ekim’de gerçekleştireceği temsille tekrar seyircisi ile buluşturuyor.
Ludwig Minkus’un bestesiyle Marius Petipatarafından birinci sefer 1869 yılında Moskova’da Bolşoy İmparatorluk Tiyatrosu’nda sahnelenen eser, müziklerindeki melodi zenginliği, İspanyol kültürünün renkli ve heyecan verici tesirinin uyumlu birlikteliği ile klasik bale dünyasının en pırıltılı ve ihtişamlı yapıtlarından biridir.
Yüksek düzeydeki bale tekniğiyle dünyaca ünlü toplulukların repertuvarlarında değişmez bir yeri olan Don Kişot’u Ayşem Sunal Savaşkurt sahneye koyuyor.
L. MINKUS
DON KİŞOT
Bale / 2 Perde
Koreograf: M. PETIPA
Sahneye Koyan ve Düzenleyen: Ayşem SUNAL SAVAŞKURT
Orkestra Şefi: Murat KODALLI
Dekor Tasarımı: İsmail DEDE
Kostüm Tasarımı: Gizem BETİL
Işık Tasarımı: Önder ARIK
Orta Çağ şövalye öykülerine saplantı derecesinde meraklı olan Don Kişot, gezgin bir şövalye olmaya karar verir ve yaveri Sancho Panza ile birlikte kente hakikat yola çıkar. Hayalinde aşkını kazanmak istediği Dulcinea vardır.
Hancı Lorenzo, kızı Kitri’yi varlıklı Gamache ile evlendirmek istemektedir. Oysa Kitri, Basilio’yu sevmektedir. Bu sırada Don Kişot ve Sancho Panza kente gelir. Don Kişot Kitri’yi görür görmez, en sonunda Dulcinea’yı bulduğunu düşünür. Meydandaki şenliğin ortasında Kitri ve Basilio, arkadaşları Espada ve Mercedes’in yardımıyla oradan kaçmayı başarır. Don Kişot ve Sancho Panza da onları takip eder. Gamache ve Lorenzo da vakit kaybetmeden çiftin peşine düşer.
Don Kişot ve Sancho Panza kaçan çiftin bir çingene kampına sığındığını keşfeder. Herkes gecenin romantik atmosferinin tesirindedir. Don Kişot hayallere dalar ve Kitri’nin aslında Basilio’yu sevdiğini anlar. O sırada birden fırtına kopar. Don Kişot bir yel değirmenine saldırır; onu bir canavar olarak algılamıştır. Lakin bu çarpışmanın sonunda sefil bir halde yere yığılır ve kendinden geçer.
Don Kişot büyülü bir duşa dalar ve gözünün önünden inanılmaz hoşlukta manzaralar geçer. Kitri’yi yine Dulcinea olarak görür. Şafağın sökmesiyle Çingene Kampı’ndan kaçan Kitri ve Basilio’yu Sancho Panza fark eder ve çabucak Don Kişot’u uyandırır. O sırada kampa varan Lorenzo ve Gamache onlara Kitri’yi sorar. Genç aşıklara sempatiyle bakan Don Kişot, Lorenzo ve Gamache’ı kasıtlı olarak yanlış yönlendirir. Fakat Sancho Panza ikiliye bilinçsizce gerçek yolu gösterir.
Kitri ve Basilio her ne kadar saklanmaya çalışsa da, sonunda yakalanır. Lorenzo, kızından Gamache’ın ilgisine karşılık vermesini ister. O sırada Basilio geçersiz bir “intihar” sahnesi yaratır. Kitri bunun bir oyun olduğunu anlayınca, Don Kişot’a Basilio ile evlenmek istediğini söyler ve bahisle ilgili Lorenzo’yu ikna etmesini rica eder. Bir anda Basilio “hayata” döner! Düğün hazırlıkları için herkes coşkuyla oradan ayrılır.
Halk çiftin evliliğini kutlamaktadır. Don Kişot da çiftin evlenmesinden ötürü memnundur. Onlara samimi bir biçimde veda ederek, yeni maceralara yanlışsız yola koyulur.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
