Olay, 6 Eylül’de Bağlar ilçesi Pir Şamil Mahallesi’nde meydana geldi. Adana’dan Diyarbakır’a gelen Y.T., konutunun önünde annesi İkram T.’nin ayaklarına pompalı tüfekle ateş edip kaçtı. Kanlar içinde yere yığılan Armağan T., bağırarak yardım istedi. İhbarla gelen sıhhat takımlarınca Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Armağan T. tedaviye alındı. Polis, kaçan Y.T.’yi hata aleti pompalı tüfekle birlikte yakalayıp, gözaltına aldı.
Pedagog eşliğinde poliste tabir veren ve olayı neden yaptığını söylemeyen Y.T., Adana’dan Diyarbakır’a otobüsle geldiğini belirterek, “Çantanın içerisine silahı bırakıp, onunla birlikte otobüse binip geldim. Kendim, bunu yaptım” dedi. Süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen Y.T., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
‘OĞLUM, ‘BUNLARI BANA OBURU YAPTIRIYOR’ DEDİ’
5 yıl evvel eşi İ.T.’den (43) boşandığını ve Diyarbakır’a yakınlarının yanına geldiğini belirten İkram T., oğlunun, babasının dolduruşuyla kendisini vurduğunu ve 10 yaşındaki çocuğunun da velayetinin kendisinde olmasına karşın İ.T. tarafından alıkonulduğunu sav etti.
Hediye T. boşanmasına karşın, İ.T.’nin bir türlü peşini bırakmadığını belirterek, şunları söyledi:
Çoğu kez da diğerlerini peşime takıyordu. 10 yaşındaki kızım D.T., benim velayetimdeydi lakin babanın da görme hakkına sahip olduğu için ona gönderiyordum. Artık ise çocuğumu bana göndermiyorlar. Çocuğum şu an Adana’da. Çocuğum daima ağlayarak ‘Anne gel beni al’ diyor. Bana bunu yaşatan eski eşim. Çocuğumu dolduruşa getirerek, ‘Git anneni 2 bacağından da vur. Ne kendine bakabilsin ne de çocuğuna bakabilsin’ demiş. Onun hedefi bu. İ.T. benim çocuğuma bakabildiğimi, ayakta durabildiğimi duydu ve adam artık dayanamayıp ‘Ben bunu ayaklarından bir biçimde sakat edeceğim’ dedi. Daha sonra oğlumu dolduruşa getirdi. Benim oğlum beni çok sever. Çocuğumu artık o denli bir formda dolduruşa getirdi ki bana düşman kesildi. En son oğlum beni aradı, ‘Anne ben babamdan dayak yedim. Çabuk bana bilet ayarla ben Diyarbakır’a geleceğim. Babam bana 7/24 dayak atıyor, küfrediyor, artık dayanamıyorum’ dedi. Ben de ona tamam deyip biletini ayarlayıp para da yolladım. Beni aradı ve otobüste olduğunu, onu keder etmememi istedi. Sabah 06.30 sıralarında beni aradı ve Polis Okulu’nun orada olduğunu meskeni bilmediğini söyledi. Onu almaya gittim. Beni görünce sarıldı ve elimden, boynumdan öptü. Bana, ‘anne sana kurban olurum. Anne benim sana kötülüğüm olsa da bil ki benden değil. Bunları diğeri bana yaptırıyor’ dedi. Ben de ona, ‘Kim ne yapıyor’ dedim. O da bana, ‘Neyse konutta sonra konuşuruz’ dedi. Sonra konuta geldik. Tam anahtarı kapıya koyunca silah sesleri geldi. Ona dönerek, ‘oğlum ne yapıyorsun’ dedim. Bana ‘amacım senin ayağına sıkmaktı’ dedi. O esnada 2 ayağıma sıktı. Sonra beni Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne kaldırdılar. Daha sonra Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne götürdüler
‘BACAĞIMA BİR DEVA BULSUNLAR’
Yaralarının enfeksiyon kaptığını ve kangren olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyleyen Hediye T., “Ameliyat oldum lakin uygun bakılmadım. Benim sağ bacağım biraz çalışıyor, sol bacağım ise hiç çalışmıyor. Ayaklarım bitmiş vaziyette. Ben sakat kalmak istemiyorum. Yürümek istiyorum. Bacağıma bir deva bulsunlar. Bir de çocuğumu istiyorum diğer bir şey istemiyorum.”
