2011-2018 yılları ortasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı vazifesini yürüten Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu Bartın’da ziyaretlerde bulundu. Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan’ı makamında ziyaret eden Eroğlu daha sonra Bartın Belediyesi ve AK Parti Vilayet Başkanlığına ziyaretlerde bulundu.
AK Parti Vilayet Başkanlığı ziyaretinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Eroğlu soru üzerine Haliç’in durumunu kıymetlendirdi. Eroğlu açıklamasında İBB’yi teslim ettiklerinde Haliç’te 49 balık cinsinin yaşadığını lakin bugün İBB’nin kurulan tesis ve tünellerdeki bakım denetim çalışmalarını yapmadığı için Haliç’in yine kirlenmeye başladığını söyledi.
Susuzluk, hava kirliliği ve çöp dağları üzere meselelerden kısa müddette kurtararak İstanbul’u yaşanabilir bir kente dönüştürdüklerini tabir eden Eroğlu, “Susuzluk, çöp dağları, hava kirliliği had safhadaydı. Gazeteler promosyon olarak gaz maskesi dağıtırdı. Çöp dağları vardı, çöpler toplanmazdı. Yabancı ülkelerin İstanbul’daki konsolosluklarına hava kirlenmesi, susuzluk, Haliç’in kirlenmesi, çöplerden ötürü etraf tazminatı ödenirdi. İstanbul bu türlü bir kentti, yaşanmaz bir kentti. Gerçekten 1,5 yılda İstanbul’da su kesintisini kaldırdık. Hatta 8 ayda kaldırdık zira bizim kendimize nazaran şevk ve heyecanla, bilgi ve deneyim ile yüzyıllık bir sorunu, kesintiyi kaldırdık.” dedi.
Haliç’in temizlenmesi noktasında yapılan yatırım ve çalışmalardan da kelam eden Eroğlu, “Haliç’te hayat yoktu yani, 5 milyon metreküp çamur vardı. Büsbütün kokusundan 2 kilometre öbür taraftan aracın camlarını kapatırdık yani orada duramazdık. Hiçbir canlı yoktu. Bir tek canlı yoktu. Lağım kokusu her tarafa yayılırdı. Evvela Haliç’e girecek olan bütün atık suları bütün Haliç’e akıyordu yani lağım suları. Biz Sütlüce mezbahası. Ne kadar lağım suyu varsa kanalizasyon, Haliç’e akardı. Kuzeyden ve güneyden evvel Kuzey Haliç Projesi ile başladık. Mükemmel, dünyanın en uzun tüneller, kolektörleri ile birlikte Balta Limanına kadar atık suları toplayıp orada arıttık. Güneyde Yenikapı’ya topladık Haliç’in güneyindeki bütün atık suları. Büyükşehir Belediyemiz ise katı atıkları çözdü. Ve sonuçta İstanbul hakikaten süper oldu. Haliç’e atık su, çöp vs gelmeyince, derelerde… Kağıthane deresi, Küçükköy, Alibeyköy dereleri. Üç tane dere var bunları da ıslah ettik. Geriye ne kaldı? 5 milyon metreküp çamurun buradan alınması. Alınması için ne yaptık biliyor musun? 5 milyon metreküp çamur kaç tane kamyonla taşınır düşünün. 500 bin kamyonla taşımak. Nereye taşıyacaksın? Allah lütfetti tam orada Alibeyköy’de bir taş ocağı bulduk. Oraya dünyadaki birinci sefer bir teknoloji ile ne yaptık biliyor musunuz? Suyla bir arada çamuru emdik, pompayla bastık. Taş ocağında çamur çöktü. Duru suyu üsten süzerek Haliç’e verdik pak bir halde. Böylelikle suyla bir arada çamuru sessiz sedasız hiç kimsenin haberi olmadan, koku sorunu olmadan taşıdık 5 milyon metreküp çamuru. Tabi bunlar, çamurlar taşınınca, derelerden pak su gelince Haliç kendisini toparladı” dedi.
Yapılan çalışmalar sonucunda Haliç’te balık tutma yarışlarının düzenlenir hale geldiğini fakat İBB’nin şurası tesis ve tünellerde gerekli bakım ve denetimleri yapmadığını ve Haliç’in tekrar kirlenmeye başladığını söyleyen Eroğlu, “Bir yıl içinde orada balık tutma yarışı yapar hale geldik, hiçbir canlı yokken. Şu anda biz ayrılırken, yani AK Parti belediyeyi teslim ederken 49 çeşit balık vardı. Lakin biz tesisleri yaptık bunları çalıştırmak gerekiyor. Yani siz kanalların bakımını yapmazsanız, çöpleri toplamazsanız, tekrar kirletirsen bir çamur yeniden birikmeye başlar. Burada tavsiyemiz şu reklamı filan bıraksınlar. Yahut bir çeşmeye musluk takma öykülerini bıraksınlar. Bizim getirdiğimiz suyu, bizim restore ettiğimiz tarihi çeşmeye musluk takma merasimlerini bıraksınlar da bizim hazır, büsbütün bütün şebekeyi büsbütün yeniledik bütün şebekeyi. Bütün kanalizasyon sistemi, kolektörler, tüneller, arıtma tesisleri bunları yaptık. Yalnızca bunlara düşen bu dev yatırımları… Bir de borç ödedik, borçsuz teslim ettik. 1,5 milyar borç ödedik. Ve muazzam gelir bıraktık su geliri. Münasebetiyle bunlara yalnızca düşen işletmeye dikkat etmesi lazım. Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur. Bunun, sorunun özeti bu. Şu anda gerçekten bakım çalışmaları vs. denetim çalışmaları yapılmadığı için bir kirlenme kelam konusu. Ayrıyeten biz birde pak su gelsin diye Cumhurbaşkanımızın talimatı ile oradan İstanbul Boğazından bir tünelle Kağıthane deresine su aktarılmıştı pak su. Onu da elektrik gücü oluyor diye çalıştırmıyorlar. Hasebiyle Haliç’in durumu budur yani” diye konuştu.
