Olay, 7 Ocak’ta Ulukavak Mahallesi, Sakarya 3’üncü Sokak’ta meydana geldi. Park halindeki 19 AAB 163 plakalı arabasının altına, argümana nazaran, düzenek yerleştirildiğini fark eden Hatun Demir, polise bildirdi. İhbarla bölgeye trafik, asayiş ve bomba imha grupları sevk edildi. İncelemede, arabaya bomba düzeneği yerleştirildiği tespit edildi. Etrafta güvenlik tedbiri alan takımlar, bölgedekileri uzaklaştırdı. Bomba imha uzmanlarınca bomba düzeneği inançlı alana alınarak, fünye ile patlatıldı. Patlama sırasında 3 araçta da hasar oluştu. İncelemede, bomba düzeneğinin üzerinde pil ve birtakım modül ile aparatlar bulundu. Modüller incelenmek için polis merkezine götürüldü. Hatun Demir’in de şikayeti ile geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Hatun Demir’in dini nikahla birlikte yaşayıp ayrıldığı, bomba düzeneğini arabaya yerleştirdiği sav edilen Kadir Karadağ ile yardım ettiği öne sürülen Şükrü Gül, mahkemece tutuklandı.
HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR
Kadir Karadağ ile Şükrü Gül hakkında ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘tehlikeli unsurları müsaadesiz olarak bulundurma yahut el değiştirme’ kabahatlerinden 23’er yıla kadar mahpus istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Tutuklu sanıklar birinci defa hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanıkların yanı sıra taraf avukatları ve Hatun Demir katıldı.
‘KENDİSİNİ ÇOK SEVİYORUM’
Kadir Karadağ, savunmasında, “Hatun Demir ile 10 yıl bir arada yaşadık. Ben kendisini çok seviyordum. Ona olan sevgim yüzünden gözüm kör oldu, diyebilirim. Bunun ismine siz ne derseniz deyin. Çocuğunu üniversitede ben okuttum, kendisine sıfır bir otomobil aldım, geçimini ben sağladım sonra ortamızda sıkıntılar çıkmaya başlayınca ben kendisinden senet istedim, o da çalışıp bana borcunu ödeyebileceğini söyledi. Yeniden de borcuna karşılık 4 bin TL’lik iki senet aldım. Zira aramız onunla bozuluyordu. 2018 yılında anlaşmazlıklarımız daha da arttı ve 2020 yılında iş için vilayet dışına çıktığımda, Hatun Demir’in konutumuzda ortak kullandığımız eşyalarımızı alıp konuttan gittiğini gördüm” dedi.
‘KELEPÇENİN PARÇASINI EVİNE BIRAKIP BULUŞMA YERİMİZE GELİYORDU’
Daha sonra bir ortaya geldiklerini anlatan Karadağ, “Hatun Demir ile vakit zaman bir ortaya geliyorduk. Benden şikayetçi olduğu için ayağıma elektronik takip kelepçesi takılmıştı. Hatun, kelepçenin kesimi olan ve kendisinde bulunan aleti meskenine bırakıp buluşma yerimize geliyordu. Vakit zaman da kendisine şikayetlerinden vazgeçmesini söylüyordum, bir müddet sonra da vazgeçmişti. Fakat ben de elektronik kelepçe hala duruyordu. Bir mühlet sonra da aracının altında bomba düzeneği bulunmuş, kelam konusu bulunan bomba ile benim hiçbir alakam yoktur, o aracın altına bombayı ben koymadım yahut koydurmadım, benimle birlikte tutuklu bulunan Şükrü Gül’e bahse bahis bombayı ben hazırlatmadım, Şükrü çalışanımdır, orta sıra Hatun Demir’i denetim ettirdiğim doğrudur. Ne benim ne de yanımda çalışan Şükrü’nün bu olayla ilgisi yoktur. Beratımı istiyorum” diye konuştu.
Kadir Karadağ’a yardım ettiği öne sürülen Şükrü Gül ise savunmasında, “Aracın altında bulunan bomba düzeneği ile ilgili hiçbir ilgim yok, üzerime atılan suçlamaları asla kabul etmiyorum. Bu düzeneği aracın altına ben yerleştirmedim, Kadir Karadağ, Hatun Demir’i çok seviyordu. ‘Zaman vakit konutta olup olmadığını denetim et’ dediği için gidip geliyordum. Ben bu türlü bir şey yapmadım, Kadir beyefendi Hatun Demir’in arabasının altına bomba düzeneği koydurmuş olabileceğini de düşünmüyorum” dedi.
‘BANA, ÇOK MAKUS ŞEYLER OLACAK, DİYORDU’
Her 2 şahıstan de şikayetçi olduğunu söyleyen Hatun Demir, Kadir Karadağ ile 2015 yılında yaşamaya başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Kadir ile resmi nikahımız yoktu. 2020 yılı Eylül ayında da ayrıldık ve bir daha bir ortaya gelmedik, O devirlerde Kadir’in beni darbettiği günler olmuştur. Meskenin eşyalarını ve benim cep telefonumu kırdığı için bana telefon alacağını söyleyerek iki senet imzalattı. Senetleri boş alıp kendisi doldurdu. Bana ‘Bak çok makûs şeyler olacak’ diyordu. Bir iki gün geçtikten sonra da bana birisi tüfekle ateş açıp yaraladı. Ben o periyot Çorum’u terk etmiştim, aracıma takip aygıtı yerleştirmiş ya da takip etmiş olabilir. Sinop’ta beni buldu. Ben kendisinden korktuğum içinde onunla birlikte Çorum’a geri döndüm, elektronik kelepçe taktığım devirde de yeniden beni arayıp tehdit ediyordu. Beni annemle çocuklarımla korkutuyordu. Birkaç sefer elektronik kelepçenin bana verilen kısmını meskende bırakıp Kadir ile buluştuğum doğrudur. Ben bunları ondan korktuğum için yaptım, Aracımda bomba düzeneği bulunduğunda aracımı hiç kimseye vermedim. Kadir’le cezaevindeyken manzaralı ve sesli olarak görüşmüşlüğüm vardır. Kadir’in ya da bir oburunun aracıma bomba düzeneği koyduğunu gözümle görmedim, benim husumetlim ya da düşmanım yoktur. İkisinden de şikayetçiyim.”
Mahkeme heyeti, eksiklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.
Hatun Demir ise mahkeme çıkışında “Adalet neyse o, söyleyeceğim bir şey yok. Hatalıysa cezasını çeksin, hatasız ise çekmesin benim kimseyle zorum kimseyle tezim yok” dedi.
