Antioksidan tesirini 20 kat daha fazla artırmak için…
Sonbahar ile kış mevsiminin en sevilen meyvelerinden olan nar, market ve pazarların tezgahlarını renklendirmeye devam ediyor. Nar A vitamini, birtakım B vitaminleri (B1, B2, B6), C vitamini, E vitamini ve folik asit üzere pek çok vitamin içermesinin yanı sıra potasyum, magnezyum, sodyum, kalsiyum, çinko ve demir üzere minerallerden de varlıklı bir meyve. Ayrıyeten içeriğinde bulunan bol ölçüdeki polifenol sayesinde antioksidan içeriği en yüksek besinler ortasında yer alıyor. Tüm bu vitamin, mineral ve antioksidan içeriğiyle nar tam bir şifa deposu adeta. Yapılan çalışmalarda; meyve olarak yenilen narın meyve suyu halinde tüketilmesine oranla 20 kat daha yüksek oranda antioksidan tesir sağladığı ortaya konmuş. Buna narın çekirdeğiyle birlikte tüketilmesinin tesiri olduğu düşünülüyor. Orta uzunluk bir narın ortalama yükü 350-400 gram oluyor ve yaklaşık 1 su bardağı nar adedine denk geliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, bir porsiyon narın 100 gram ve yaklaşık 80 kalori olduğunu belirterek, “Sağlığımız üzerindeki tesirlerinden faydalanmak için her gün bir porsiyon nar tanelerini çekirdekleriyle birlikte tüketebilirsiniz. Lakin diyabet hastası iseniz narı daha az ve denetimli tüketmeniz gerekir” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, nar tüketmeniz için 7 değerli nedeni anlattı; kıymetli teklifler ve ikazlarda bulundu.
Eklem ağrılarına yeterli geliyor
Yüksek antioksidan içeriğiyle bedende kronik inflamasyonu önleyebiliyor ve bedendeki iltihabın azalmasına takviye veriyor. Bu tesirleri sayesinde eklem ağrılarının hafiflemesine ve artrit üzere eklem hastalıklarının tedavisine katkı sağlıyor.
Damarları koruyor
Yapılan çalışmalara nazaran; antioksidan kapasitesi yüksek olan nar suyu LDL (kötü huylu) kolesterolü düşürebiliyor ve trombosit aktivasyonunu azaltarak aterosklerozun (damar sertliği) önlenmesine yardımcı oluyor.
Ciltte kırışıkları geciktirebiliyor
Yaş ilerledikçe bedende antioksidan üretimi yavaşlıyor. Bedende antioksidanın azalması da ciltte kırışıklıklara ve süratli yaşlanmaya sebep oluyor. Nar içerdiği güçlü antioksidanlar sayesinde ciltte kırışık oluşumunu geciktirerek yaşlanmanın tesirlerini azaltıyor. Narın çekirdeğinde bulunan punisik asit de (omega 3 yağ asidi) cildin nem kaybının azalmasına yardımcı olarak yaşlanmanın tesirini yavaşlatıyor.
Kan şekerini dengelemeye yardımcı oluyor
Posa, kan şekerini düzenlemeye takviye olan kıymetli etkenlerden biri. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, “Nar çekirdeği içerdiği güçlü lif sayesinde kan şekerinin dengelenmesine yardımcı oluyor.’’ diyor.
Tümöre karşı tesirli olabiliyor
Narın içerdiği güçlü antioksidanlar bedeni hastalıklara karşı daha dirençli hale getiriyor. Kansere karşı kollayıcı tesir gösteriyor ve oluşan kanser hücrelerinin çoğalmasının önlenmesine dayanak veriyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, “Özellikle nar suyu tüketiminin prostat ve kolon kanserini önleyici tesirleri olduğu çalışmalarla gösterilmiştir.” diyor.
Hafızayı güçlendiriyor
Narın içeriğindeki antioksidan bileşenlerin ve bilhassa çekirdeğinde bulunan esansiyel bir yağ asidi olan punisik asidin hafızayı güçlendirmek üzere kıymetli bir fonksiyonu var. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, “Bu tesiri nedeniyle narın Alzheimer tedavisinde kıymetli bir rol oynayacağı düşünülüyor.” diyor.
Kabızlığa güzel geliyor
Yetersiz lif alımı kabızlığın en sık karşılaşılan nedenlerinden biri. Lif oranı epeyce yüksek olan nar kabızlığa güzel geliyor. Yalnızca narı yemek değil, nar suyu içmek de kabızlığın giderilmesine ve önlenmesine yardımcı oluyor. Lakin çok fazla nar tüketmenin de gereğinden fazla lif alımına yol açıp kabızlık yapabileceği de unutulmamalı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
