Plastik cerrahi alanında kendi kliniğinde hizmet vermekte olan Prof. Dr. Hüseyin Borman, iş hayatında dinamik ve doğal görünümün yarattığı itimadın ve arttırdığı motivasyonun değerli olduğunu belirtirken, yaptıkları uygulamaları MAG Business’a anlattı.
“Dolgu Uygulamalarında Doğal Görünüm” başlığı ile yazısına başlayan Prof. Dr. Hüseyin Borman “Estetik teşebbüsler denilince akla en sık gelen, dolgu ve botulinum toksin uygulamalarıdır. Bu uygulamaların da sayısı arttıkça, dolgu ve botulinum toksin sonuçlarını herkesin gözleme ve yorumlama talihi ortaya çıkmıştır. Yapmacık, geçersiz bakışlar, olağan dışı kaş halleri, kırışmayan burun derisi, asimetriler, çizgisiz ve hareketsiz yüzlerle sık sık karşılaşmaktayız” dedi. Borman bahis hakkında “İstenmeyen sonuçların ortaya çıkması birçok insanı huzursuz etmektedir. Bu tip sonuçların oluşma ihtimalini minimuma indirmek için süreçleri estetik cerrah yahut dermatolog üzere ehil uzman hekimlerin yapması gerekmektedir. Alışılmış bu noktada bir de tezat var. Bir kişinin çok bulduğu, beğenmediği bir sonucu, öbür bir kişi çok beğenerek ve göğsünü gererek taşıyabilmekte; burada da biz estetik cerrahlara iş düşmektedir. Dolgular; yüzümüzdeki doku hacim kaybı olan çökmüş alanlarda, derin çizgi ve olukların tamamlanması gayesiyle kullanılır. Kullanılan ölçü ve bölgeye nazaran de, sarkmış dokuların sarkıklığının azaltılması (lifting) üzere tesirler yapmaktadır. Deri kalitesinin ve hidrasyonunun artırılması yan gayelerdendir. Botulinum toksin ise; yüz kaslarının meydana getirdiği kırışıklıkları, kas hareketlerini durdurarak önlemekte yahut düzeltmektedir. İkisi birbiri yerine kullanılan değil, birbirini tamamlayıcı nitelikte eserlerdir. Biz dolgu olarak vakitle eriyip kaybolan hususları kullanıyoruz. Botulinum toksinin de birebir formda vakitle tesiri ortadan kalkmakta ve kişi eski yüz hareketlerine kavuşmaktadır. Bu hususların süreksiz özellikte olmaları, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarsa bir avantaj olarak kabul edilebilir. Tüm çizgilerin yok edilmesini istek eden bir bireye botulinum toksini yapılacaksa, bunun yapılması halinde o bölge kaslarının çalışmayacağı ve mimiksiz, tabirsiz bir yüzün ortaya çıkacağı güzelce anlatılmalıdır. Kişi yeniden de bunu istiyorsa, o vakit, doğal olmayan bu sonucu hasta taşımayı seviyor olmalıdır; lakin, bu çok olan sonuç tahminen bu süreçleri yaptırmayı düşünen bir öbür kişiyi ürkütecektir. Burada bilinmesi gereken, her işin kararında yapılması gerekliliğidir” açıklamalarında bulundu.
Prof. Dr. Hüseyin Borman “Yüz Gençleştirme” başlığında ise “Yüz gençleştirme sürecinin standart birtakım prosedürlerle herkese tıpkı biçimde yapılması yerine kişi odaklı planlamayla tedavi sürecinin yönetilmesi gerekir. Toplumsal medyada beğeni ile sunulan birtakım hoşluk prototiplerinin kopyası olmak; gençleşmek ve hoşlaşmak demek değildir” dedi. Süreç yapılacak olan kişinin dikkatle dinlenmesi ve şikayetlerinin sorgulanması gerektiğini belirten Borman “ Değişim isteyen kişiyi konuşurken analitik bir biçimde kıymetlendirmeli ve ne cins uygulamaların uygun olacağı, tabip taraftan belirlenmelidir. Bir estetik plastik cerrah gözüyle kişinin istek ve saptamalarını, yapılabileceklerle örtüştürerek ölçmek gerekir. Daha sonra, kişinin isteklerinin ne oranda gerçekleştirilebileceği bireye anlatılır. Gençleşmek isteyen bireylerin bir kısmı, belirli bölgelerin daha doğal olmasını yahut olduğu üzere kalmasını istemektedirler. Müdahale edilecek alanları kendi isteklerine nazaran ve istedikleri formda yaptırmak istemektedirler. Bu biçimde hasta-doktor irtibatı kurulduğu vakit, istenilen sonucun elde edilebileceği tahlil tekliflerini o vakit ayrıntılarıyla konuşuyoruz” dedi. “Yüzdeki deri yaşlanması için; deri gerginliği ve canlılığını artırıcı mezoterapi enjeksiyonları yapıyoruz. Değişik moleküler yapılar içeren ve farklı tesirler yaratan enjeksiyonlar yapıyoruz. Roller uygulamaları ile ciltte gözle görülemeyen yüzlerce minik delik açarak bu moleküler yapıların nüfuz etmesini sağlıyoruz. Yüzün meyyit katmanlarını soyucu solüsyon uygulamalarıyla cildi yeniliyoruz. Peeling dediğimiz süreçlerle yeni doku oluşumu sağlıyoruz. Göz altlarına morlukları giderici ve yanakla olan bağlantıyı düzenleyici ileri seviye ışık dolgu enjeksiyonları yapıyoruz. Yağ dokusu birikmiş çene altına “liposuction” uygulayarak incelmesini sağlıyoruz. Gizlenmiş özel kesiler yaparak boyun ve alt yüz bölgelerini gerdiriyoruz” tabirlerini kullandı.
Prof. Dr. Hüseyin Borman, yazısının devamında “Ameliyatsız Yüz Estetiği ve İleri Seviyedeki Sarkmalar” başlığı altında ayrıntılı bilgiler verdi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
