Dünya’nın her köşesindeki tüketicilerine inançla tüketebileceği yenilikçi eserlere imza atan Duru Besin, 29 Eylül Milletlerarası Besin Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü kapsamında besin kaybı ve israfın azaltılması için değerli ipuçlarını paylaştı.
Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda besin kaybı ve israfı konusunun ehemmiyeti göz önünde bulundurularak alınan kararla 29 Eylül “Uluslararası Besin Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. Nüfus artışı ve buna bağlı olarak kaynakların bilinçsiz tüketimi milletlerarası alanda ülkelerin besin kaybının ve besin israfının azaltılmasına yönelik sıkıntıları gündeme getiriyor.
Gıda Mühendisi Ece Duru, “2021 BM Besin İsrafı Endeksi Raporu’na nazaran Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram, toplamda ise 7.7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Buna bağlı olarak su, toprak, güç, emek ve sermaye üzere kaynakların büyük oranda boşa gitmesine de neden oluyor ve beraberinde global ısınma/iklim değişikliğine de tesir ediyor. Kaynakları düzgün planlayarak kullanmalıyız. Zira gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak bizlerin sorumluluğunda.” diye konuştu. Duru, besin kaybı ve israfın azaltılması için zincirin en değerli halkası olan mutfaklarımızda yapabileceğimiz kıymetli ipuçlarını paylaştı.
Sürdürülebilir besin için bakliyatlar büyük kıymet taşıyor
Gıdada sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi ismine baklagillerin değerine dikkat çeken Duru, “Beslenmemizde çok kıymetli bir yere sahip olan baklagiller kısaca fasulye, nohut, mercimek, bezelye, bakla ve barbunya olarak bilinir. Bakliyatlar hayli çeşitlilik göstermekle birlikte dünya nüfusu için kıymetli bir sürdürülebilir besin olarak devam ediyor. Tüm popülasyonlarda ve coğrafyalarda bakliyat tüketimi ve bakliyat çeşitliliği değişiklik gösterse de bakliyatların insan beslenmesindeki kıymeti çok yüksektir. Bakliyatlar varlıklı besin içeriğine sahiptir ve biyoyararlılık gösterir; yani 100 g pişmiş bakliyat besin içeriği sayesinde beslenmelerin kalitesini artırabilecek kâfi ölçüdür. Yüksek protein içeren bakliyatlar günlük besin gereksinimimiz olan enerjiyi sağlar. Demir, folik asit, potasyum ve çinko içeriği sayesinde beslenmedeki bu minerallerin eksikliğini gidermede yardımcı olur. Bakliyatlardaki potasyum pirince nazaran karşılaştırıldığında 2 ila 11kata kadar daha fazladır. Potasyumun hipertansiyonu azaltmada kıymetli bir role sahip olduğu söylenebilir. Araştırmalara nazaran dünya nüfusunun 30 una yakın bireyde çoğunlukla bayanlarda ve çocuklarda demir eksikliği olduğu bilinmektedir. Bu olayların 50 si yetersiz beslenmeden kaynaklı olduğu belirtiliyor. Pirince oranla bakliyatlar 2 ila 16 kata kadar daha fazla demir içeriğine sahiptir ve globalde bakliyat tüketimi demir eksikliğini azaltmada kıymetli bir tesire sahip olacaktır. Folik asit hamilelik için kıymetli bir mineraldir ve globalde bilgilere nazaran bayanların 50 sinden azı hamilelik periyodunda besin desteği olarak folik asit alıyor. Bakliyatlar folik asit içeriği bakımından zengindir ve bakliyatlar pirince nazaran 40 ila 60 kat daha fazla folik asit içerir. Artan bakliyat tüketimi beslenmedeki folik asit düzeylerini artırmaya yardımcı olur. Artan bakliyat tüketimi ile birlikte, bakliyatların çinko içeriği sayesinde gelişmekte olan ülkelerde çocuklar ortasında yaygın olan beslenmeden kaynaklı çinko eksikliğini değerli ölçüde azaltmaya yardım edeceği düşünülmektedir” dedi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
