Olay, 6 Ekim’de Sakarya Mahallesi’nde meydana geldi. Bir iş yerinde staj yapan lise 2’nci sınıf öğrencisi S.T., çalıştığı yerin siparişleri için çiçekçiye gitti. Argümana nazaran S.T. burada dükkan sahibi A.T.’nin evvel kelamlı tacizine uğradı. A.T. daha sonra art odaya çağırdığı S.T.’ye sarılarak öpmeye çalıştı. Korkup, dışarı çıkan S.T. yardım için bir arkadaşını aradı. Bu sırada A.T. olayın duyulmaması için S.T.’yi tehdit etti.
CİNSEL İSTİSMARI ÖĞRETMENİNE ANLATTI
Ertesi gün okula giden S.T.’nin davranışlarından şüphelenen rehberlik öğretmeni, ne olduğunu sordu. S.T. de çiçekçide A.T.’nin kendisine yönelik cinsel aksiyonunu anlattı. Öğretmen, durumu aileye bildirdi. S.T.’nin ailesi de polise giderek, şikayetçi oldu. Şikayet sonrası gözaltına alınan A.T., sözünde suçlamaları kabul etmedi. ‘Cinsel istismar’ argümanıyla adliyeye sevk edilen A.T. hakimlikçe ‘delil’ yetersizliği gerekçesiyle isimli denetim koşuluyla hür bırakıldı. Çiçekçiye giden S.T.’nin yakınları, karara reaksiyon gösterdi.
‘ELİM AYAĞIM TİTREMEYE BAŞLADI’
S.T., kuşkulu A.T.’nin çiçekçi dükkanında yanına oturduğunu belirterek, “Etiketlediğim çikolataları tepsiye diziyordu. Bu sırada, ‘Ellerin çok güzel’ diyerek, bana kelamlı tacizde bulunmaya çalıştı. O sırada reaksiyon veremedim. İşim bittikten sonra, ‘Bitti mi?’ diye sordum. Ancak işin bitmediğini, yalnızca tepsinin kaldığı ve onu alıp iş yerine o denli gitmemi söyledi. Daha sonra art taraftaki odaya beni çağırdı, içeriye girdim, kapıya yakın bir yerde bekledi. Bana sarılıp, öpmeye çalıştı. Kendisine yanlışsız çekmeye çalışıp, yanağıma yaklaştı. Sonrasında korktuğumu muhakkak etmeden ayrılmaya çalıştım. Telefonumu elime alıp, arkadaşımı aradım. 6 saniye arayıp, kapatıyorum. Bu sırada başını çıkartıp, ‘Beni mi şikayet ediyorsun’ dedi. O an çok korktum, elim ayağım titremeye başladı. Bacaklarım tutmuyor, yürüyemiyordum. Beynim durdu ve ne yağacağımı bilemedim. O an çaresiz hissettim” dedi.
‘KORKUNÇ BAKIŞLARI DEVAM EDİYORDU’
Şüpheli A.T.’nin kendisini tehdit ettiğini belirten S.T., “Beni, ‘Yaşadıklarımız ortamızda kalacak’ diyerek, tehdit etti. Birine anlatmam halinde ailemin beni okuldan alabileceğini ve babama ziyan verebileceği istikametinde tehditler etti” diye konuştu.
‘GÜNLERDİR DIŞARI ÇIKAMIYORUM’
Günlerce dışarı çıkamadığını söz eden S.T. “Eve gidince annem ağladığımı anlayınca, nedenini sorguladı. Söylemeye korktuğum için ağlamadığımı söyleyerek, annemi geçiştirdim. O gece yemek yiyemedim ve uyuyamadım. Gözümü kapattığım anda, o anı tekrar yaşıyorum. Hala da o denli. Okula gittiğimde rehber öğretmenimiz ağladığımı gördüğünde ne olduğunu sordu. Kendisine durumu anlattım. Şu anda çok korkuyorum. Günlerdir dışarı çıkamıyorum. Ceza alması için bana tecavüz edilmesi ya da benim öldürülmem mi gerekiyordu? Ceza alması için başıma demek ki; büyük bir şey gelmesi gerekiyor. Erken tedbir aldığım için hatalı ben mi oluyorum?” dedi.
‘BAŞKA BİR ÇOCUĞUN BAŞINA GELEBİLİRDİ’
Anne Zeliha T. de kuşkulu A.T.’nin tutuklanmasını isteyerek, “Böyle bir sapık nasıl dışarıda gezebilir? Anlamıyorum. Çocuğuma tecavüz edip, öldürmesi mi gerekiyordu, devletin bu türlü olunca mı tutuklaması gerekiyordu? Ne yapmaya çalıştıklarını çözemedim. Bu diğer bir çocuğun başına gelebilirdi. Çocuğumun yaşadıklarını duyduktan sonra ne geceleri uyuyabiliyorum, ne yemek yiyebiliyorum. Daima beynimde kuruyorum. Çocuğuma farklı bir şey olsaydı; ne olurdu? O şahsı tanımıyorum, hasımlığım de yok. O günleri hala yaşıyorum. Diğer birilerinin canının yanmaması için bu kişinin tutuklanmasını istiyorum. Kendisine iftira attığımızı söylemiş. Bizim onunla ne alıp, veremediğimiz var da iftira atalım. Tanımadığım birisi” dedi.
‘BANA İFTİRA ATILMAKTADIR’
Suçlamaları kabul etmeyen A.T.’nin sözünde ise “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben rastgele kelamlı ya da fiziki bir istismarda bulunmadım. Tezlerin hepsi asılsızdır. Bana iftira atılmaktadır. Bu türlü bir olay kelam konusu olmadı, yaşanmadı” dediği öğrenildi.
