Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, konuşmasının devamında şu sözleri kullandı: ” Ülkemizin yeni periyotta bölgesel bir tedarik merkezi olarak öne çıkması mümkün.
Tüm dünya küçülürken yüksek oranda büyüyen ekonomimiz, dünya ekonomilerden müspet tarafta ayrışmamızı sağladı.
Biz sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde global konjonktürü gözeterek yarının daha güçlü Türkiye’sini inşa etme yolunda ülkemizin büyümesinden, güçlenmesinden istikamete çizdik. 18.yy’da sanayi ihtilalinin tüm dünyada kritik eşik olduğunu görürüz.
“BUGÜN KRİTİK EŞİKTEYİZ”
Bu dönüşüme ayak uyduranlar bugünün gelişmiş ülkeleri pozisyonundadır. Bugün kritik eşikteyiz. Firmaların memleketler arası pazarlarda rekabetçi olabilmek için her alanda inovasyon yapmaları ve teknolojiden faydalanmalarının elzem olduğu bir periyottan geçiyoruz.
“BU YILIN 6 AYINDA YÜZDE 7.5 BÜYÜMEYİ SAĞLADIK”
2020 yılında dünya iktisadı daralırken bizler yüzde 1.9 büyümeyi başardık. 2021 yılında ise yüzde 11.4 ile hem 12 yıllık kesintisiz büyüme sürecini devam 4ettirdik. Son 50 yılın en yüksek büyüme sayısına ulaştık. Ülkemiz birçok yüksek gelirli ülkenin büyüme oranını ikiye katladı. Bu yılın 6 ayında yüzde 7.5 büyümeyi sağladık.
İhracatımız 2021 yılında yüzde 33 oranında artışla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Türkiye global ölçekte birinci 30 büyük ihracatçı ülke içinde ihracatını en çok artıran 6. ülke oldu. Bu 6 ülkeye baktığımızda. Rusya, BAE, Suudi Arabistan ve Brezilya güç ve emtia ihracatları sayesinde bu sıralamada yer alırken, Türkiye sanayi yüklü eserlerle girmeyi başardı.
“BU İSTİHDAM SAYISI CUMHURİYET TARİHİMİZDE REKOR MANASINA GELİYOR”
Toplam istihdamda salgın periyoduna kıyasla 5.3 milyon artışla 2022 temmuz prestijiyle yaklaşık 30.6 milyon şahsa çıkardık. Bu istihdam sayısı Cumhuriyet tarihimizde rekor manasına geliyor.
“EKONOMİLERDE SAKİNLİK YARATTI”
Yüksek faiz siyasetiyle enflasyonun düşürülmeye çalışıldığı devirler oldu lakin bu ekonomilerde sakinlik yarattı.
Artan global enflasyona karşı merkez bankalarının faiz artırımı yoluyla ekonomilerde sakinliğe ve gelir adaletsizliğine sebep olacağı öngörülen bir durumdu. Son periyotta milletlerarası kuruluşlar da seslerini yükseltmeye başladı. IMF Lideri, ABD Merkez Bankası’nın faiz artırma siyasetlerinin dünyanın geri kalanı üzerinde resesyon tesiri olabileceğini belirterek Fed’i dikkatli olmaya çağırdı. Dünya bir ikilemde ve bu ikilemle ilgili söylemsel çatışmalar bir süre sonra bütün dünyanın gündemine gelecek. Büyüme mi, enflasyonu mu? Sert önlemler mi, yumuşak önlemler mi? Enflasyondan mı vazgeçeceğiz, büyümeden mi? Büyümeden vazgeçerseniz işsizlik ne olacak? İşsizliği çözmek için enflasyona sebep olabilecek siyasetlerden nasıl vazgeçebileceksiniz?
Sorun yalnızca Türkiye’nin değil, sorun dünyanın sorunu. Yalnızca gelişmiş ülkelerin değil gelişmekte olan ülkelerin sorunu, bu tepe ile Türkiye’nin birçok yerinde yapılacak olan tepelerde global ekonomilerdeki değişimi evvelden yakalayanların ve değişim gerçekleşirken ortaya konacak siyasetlerin hükümetler eliyle nasıl yönlendireceğini ve her ülkenin kendi coğrafik ortam, ekonomik gelişmişlik derecesinin tartışıldığı bir devirdeyiz.
Dünya tek haneli büyüyor, biz çift haneli büyüyoruz. Dünyada işsizlik artıyor, Türkiye’de işsizlik azalıyor. Elbette finansal telaffuzlar çok kıymetli ancak gerçek piyasa öbür bir gerçekliktir. Bunlar göz gerisi edilerek adım atılması kelam konusu olamaz.”
