Fenerbahçe Opet’in genç yıldızı Arina Fedorotseva kısa müddette hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en kıymetli smaçörlerinden biri haline geldi. FIVB’nin “2021 yılının en âlâ 12 bayan voleybolcusu” listesinde yer alan Rus yıldız, Türkiye’de birinci sefer Milliyet’e açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe’ye transfer süreci, taraftarlar, kaptan Eda Fazilet hakkında konuşan Arina, Şampiyonlar Kupası’nda karşılaşacakları Vakıfbank maçı öncesi ezeli rekabete değindi.
KAPTANLIK DAHA İNANÇTA HİSSETTİRDİ
Geçtiğimiz aylarda Rusya’daki hazırlık kampında özel turnuvada 18 yaşında olmana karşın ulusal grubun kaptanlığını üstlendin, nasıl bir his?
Benim için sorun yoktu. Daha evvel kaptanlık yaptım ancak genç ekipteyken. Bu bana baskı yahut diğer bir şey getirmedi. Alanda özel bir şey kazandırmadı diyebilirim. Yalnızca daha inançta hissettim.
Neden 10 numara?
Bu kolay. Yalnızca 10 numaralı forma ile oynamaktan rahatım. Bir sürü forma numarası denedim. Lakin 10.. benim numaram üzere hissediyorum ve alanda rahatım.
FENERBAHÇE’DE OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
Rus voleybolcuların genelde yurt dışına çıkması sıkıntı oluyor? Fenerbahçe’ye imza atmandaki büyük etken neydi? Fenerbahçe hakkında kanılarını anlatır mısın?
Büyüyüp, büyük bir oyuncu olmak için yurt dışına çıkmak gerekiyordu, benim üzere genç oyuncu için. Yeterli bir düzey için. Sultanlar Ligi, dünyanın en uygun ligi şu anda. Fenerbahçe… zira gerçek bir aile. Burada olmaktan sahiden gurur duyuyorum. Ailenin bir kesimi olmak benim için büyük bir onur. İçimizde bir ateş var. Her birimiz savaşmak için hazırız. Hepimiz bu büyük kulübü birleştirdi.
VAKIFBANK’A KARŞI MOTİVASYON KAYNAĞI OLDU
Geçen dönem finallerde Vakıfbank ile karşılaştınız, artık de Şampiyonlar Kupası finalinde karşı karşıya geleceksiniz. İki kadronun ortasındaki rekabet konusunda neler söylersin?
Evet onlara karşı çok düzgün oynadık. Ancak şampiyonluk unvanını alamadık. Bu durum bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Savaşmak için daha fazla baskı, daha fazla istek… Rakibe karşı tüm gücümüzü bu maça ve bir sonraki maça vermek için motive ediyor.
Geliştirmen gereken özelliklerin sence neler? Servisleri çok güzel kullanıyorsun, eksik gördüğün özelliğin ne?
Söylediğim üzere konumum smaçör. Alanda çok fazla sorumluluğumuz var. Bu yüzden her şeyi geliştirmek zorundayım. Pratik yapmaya çalışıyorum. Fakat daha çok sorunum defans ve topu karşılama. Ve bunun üzerinde çok çalışıyorum. Yalnızca topu karşılama yahut yalnızca savunma çalışamam. Voleyboldaki tüm yetkinlikleri geliştirmeye çalışıyorum
O GERÇEK BİR KAPTAN
Kaptan Eda hem Fenerbahçe’de hem de Ulusal kadroda güçlü bir karakter. Senin için ne tabir ediyor?
O gördüğüm en kusursuz oyuncu. Onunla alanda oynamaktan, onunla idman yapmaktan hakikaten çok keyifli ve gururluyum. O benim için başka herkese uygun bir örnek. O gerçek bir kaptan diyebilirim. Alandaki takviyesini her seferinde hissediyorum. Tıpkı vakitte egzersizde bana çok yardım ediyor. Bu nitekim çok kıymetli. Benim için kıymet biçilemez.
Anna Lazareva ile çok yakınsın, maçlara birlikte gidiyorsun, onunla arkadaşlığını anlatır mısın?
Evet, benim için sahiden uygun bir arkadaş oldu. Dürüst olmak gerekirse, Fenerbahçe’den evvel birlikte değildik. Hatta konuşmadık. Lakin burada düzgün arkadaş olduk. Zira biz bu ekipte iki Rusuz. Birbirimize çok yardımcı oluyoruz. Saha içinde, saha dışında her yerde… Burada benimle olduğu için hakikaten memnunum. Birinci yılımda bana çok yardımcı oldu. Zira aslında yurtdışında oynuyordu. Yurtdışındaki birinci yılı değildi. Ona teşekkür ederim.
Taraftarın çok büyük ilgisi var maçlara. Tribünler neredeyse her maç doluyor. Bu ilgi seni motive ediyor mu?
Türk taraftarlar nitekim çılgın. Sahiden uygunlar. Biliyorsunuz ki maçlarda kalabalığa gereksinim duyuyoruz. Onları alanda ekstra oyuncu üzere hissediyoruz. Çığlık atıyorlar, bizi destekliyorlar. Nitekim kıymet biçilemez. Daha evvel böylesini hiç görmedim ve bundan sonra rastgele bir ülkede asla görmeyeceğim. Bilhassa Fenerbahçe taraftarları. Dediğim üzere biz bir aileyiz. Kocaman bir aile. Birbirimizi destekliyoruz. Bunu alanda hissediyoruz
Saha dışı sorularla devam etmek istiyoruz. Transferinden sonra seni toplumsal medyada İstanbul’u hatta Türkiye’de birçok yerde gezdiğini görüyoruz. İstanbul’da en çok seni neresi etkiledi?
İlk yer tabiki Fenerbahçe bölgesi. İnanılmaz. Burada yürüyebilirsin, futbol maçına gidebilirsiniz. Sonunda alanda antrenman yapabilirsin. Sırlamamda tepede. Ayrıyeten İstanbul Boğazı’na gitmeyi seviyorum. Favorim gemiyle onu geçmek. Kuşları beslemeyi seviyorum. Martılar… Onları beslemeyi seviyorum. Bir semti gezmeyi, İstanbul’u keşfetmeyi seviyorum. Aslında İstanbul’da daha çok yeri öğrendiğimde bu soruyu sormalısın. Fazla boş vaktim yoktu.
TÜRK PİRİNCİ FAVORİM
Favori Türk yemeği?
En üstte Türk pirinci var. Neden bilmiyorum lakin bu benim favorim. Bütün Türk yemeklerini seviyorum. Döner, köfte, baklava, lahmacun, hepsini.
RUSYA’DA BİLE BARBIE DİYE ÇAĞIRDILAR
Sana Rus Barbie lakabı takıldı, büyük bir ilgi var nasıl karşılıyorsun? Lakabına alıştın mı?
Bana bu türlü neden seslendiklerini anlayamıyorum. Kullanmaya hazırım. Rusya’da bile kimileri ‘Barbie’ diye beni çağırdı. Bu benim yeni ismim, takma adım.
Ezberlediğin bir Fenerbahçe marşı var mı?
Bir birçoklarını duydum fakat sözlerin manasını bilmiyorum. Bir adedini biliyorum ve benim favorim. En ünlüsü… Yaşa Fenerbahçe.
EN SEVDİĞİM TÜRKÇE SÖZ: GÖRÜŞÜRÜZ
En çok kullandığın Türkçe sözler hangileri?
Merhaba, günaydın, güzel günler, âlâ akşamlar, yeterli güçler (İyi geceler), nasılsın, çok yeterli, şöyle bu türlü. Haydi markete gidelim. Elma, çilek, badem, fıstık, fındık, muz, domates.. Görüşürüz. En sevdiğim söz.
Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
Bütün Fenerbahçe taraftarları. Seni maçlarımıza bizi desteklenmen için bekliyoruz. Bu bizim için hakikaten değerli. Bu kıymet biçilemez. Sizi seviyorum.
