Kızılyıldız, UEFA Avrupa Ligi’nde Trabzonspor’la karşı karşıya geldi. Güçlü uğraş konut sahibi grubun 2-1’lik üstünlüğüyle tamamlandı. Bordo-mavililerin yaşadığı bu şok yenilginin akabinde usta kalem sert çıktı. Abdullah Avcı’yı yenilginin sorumlusu olarak belirleyen duayen isim çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İşte Trabzonspor’un yenilgisi sonrası yapılan değerlendirmeler…
DİREKLER ENGELLEDİ… / AKSAL YAVUZ
Gözler Belgrad’ta, kulaklar Macaristan’dan gelecek sonuçta idi… Ve elde kâğıt, kalem ince hesaplar yapılmaya başlandı; şöyle olsa, bu türlü olsa…! Kim ne derse desin ne kadar hesap yaparsa yapsın, son kelamı oyuncular söyleyecekti…
Maça gelince…
Sen çok değil bir hafta evvel mükemmel oynayarak Monaco’ya dört at, Kızılyıldız üzere savı olmayan ekibe mağlup ol… Tamam, iki topun direkte patladı, bahtın yanında değildi lakin bu kadar da olmaz… Başlama vuruşundan mağlup duruma niyete dek gayret etme, son kısımlarda gol orta, puan kederine düş. Yedirirler mi adama! Öne geçtikten sonra doğal olarak kapandı Kızılyıldızlılar, işin gücün yoksa iğine ile kuyu kaz!
Ne yaptığını bilmeyen beklerin makûs oyunu rakibin oynama iştahını artırdı. Çıkarken kaptırılan toplar dönem başından bu yana en büyük hastalığıydı Trabzonspor’un, tıpkı hastalık Belgrad’ta da devam etti.
Düşünün; gol ararken kaptırdığınız top kalenizde gol oluyor… Bekler ne kademeye girebiliyor ne de atağa kalkabildiler… Forvet deseniz yıllık izinde idi dün gece…
Böyle bir gecede bir topu anladık da, ikinci topun direkte patlaması haksızlık Trabzonspor’a… Gerçekten büyük şansızlık onlar adına… Makus oyuna karşın puana direkler mani oldu desek…
Yazıyı hesap kitapla açtık, hesap kitapla bitirelim; bu kere bir hafta uzunluğu Ferencvaros’u yenmenin hesabı yapılacak artık…
FATURA AVCI’YA KESİLİR / CEMAL ERSEN
Trabzonspor’un UEFA Avrupa liginde yoluna devam edebilmesi için kaybetmemesi gereken bir maçtı. Rakip Kızılyıldız bu müsabakaya küme sonuncusu olarak çıksa da, ateşli seyircisi önünde tesirli bir grup olduğunu bilmeyen yok. Muhtemel bir mağlubiyet temsilcimizi tehlikeli bir noktaya götürebilirdi.
Nitekim korktuğumuz başımıza geldi. Artık ayıkla pirincin taşını. Söyleyin yaratan aşkına; Kızılyıldız temsilcimizin ayarında bir ekip mı? Yıldızlarını saysan, Trabzonspor gece bulutsuz havada göz kamaştırır. Bu takıma yenilmenin mazareti olabilir mi?
Kimse oyunculara yüklenmesin. Fatura direkt Abdullah Avcı’nın önüne konur.
Neydi hocanın planı? Evvel önlemli olacak, rakibin çıkarken kaptırdığı topları tehlikeye dönüştürecekti. Hamsik ve Bakasetas üzere ayakların şok şutları ile fırsat arayacaktı. Aslına bakarsanız, ürkekçe bir anlayış. Birinci yarıda yaptık, denedik, buna Bardhi’nin direkten dönen topunu da ekleyin, ibre bize dönebilirdi.
Ya ekip savunması? O hususta sınıfta kalıyor bordo-mavili grup. Gecenin özeti ve en büyük sorun bu aslında. Tamam, rakibin oyun kurmasına müsaade ver de, bu kadar geriye yaslanmak risk yaratıyor. Hele atak hazırlığı yaparken, önde çok adam ile kalan rakibe topu kaptırırsan, fatura anında kesiliyor. Kızılyıldız’ın birinci golünde Umut’un büyük yanlışı moralleri bozdu. Bunun öncesinde konut sahibi grubun iki dakika ortayla kalemizi yokladığı durumlarda Uğurcan’ın fevkalade kurtarışlarını da unutmayalım. Misal tehlikeleri maç boyunca yaşadı Trabzonspor. Sonuç; hüsran.
Bu usul müsabakalarda rakibin cüretini kırmanın yolu, kısa müddette karşılık vermektir. Karadeniz takımının yürekleri ağıza getirecek bir tertibi yoktu ancak, duran toplar en tesirli silahlarından biridir her vakit. Geriye düştükten iki dakika sonra Bakasetas’ın eşitlik sayısında vuruş maharetinin yanında, talih faktörü de Trabzonspor’un yanında idi.
Her maçın Avcı’nın başındaki kurgusu farklıdır. Lakin ligde de yaşanan bir kahır var. Günümüz futbolunda kanat savunmacılarının katkısı kıymetli. Larsen ve Eren’in savunmasına kelamım yok. Hamle zenginliği yaşamak istiyorsanız bu alternatifleri etkin hale getirmek zorundasınız. Karadeniz temsilcisi şimdi bu kozlarını kullanmadı.
İkinci yarıda Trabzonspor Hamsik’in direkten dönen şutu ve Trezeguet ile iki fırsat buldu. Benim üzüldüğün geçen dönemin gol hükümdarı Umut Bozok’un kimliğini kaybetmeye başlaması. Yazık oluyor bu çocuğa Abdullah hocam. Onu kullanamıyorsan, atakta alternatif üretemiyorsan üzülürsün, üzersin. Umut’un memnun olduğunu kimse söyleyemez, bari gönderin devre ortasında eski grubuna da kendini bulsun.
Gol atamıyorsan yemeyeceksin, bunu da beceremiyor Trabzonspor. Kızılyıldız’ın ikinci golü kendi alanından başlayan üç pas sonrası geldi. İnanınır üzere değildi. Hiç mi adam paylaşımı olmaz, hiç mi geriye dönüşlerde rakip denetimi yapılmaz? Savunmacılara öğretilen birinci kuraldır, evvel gerini kolla, sonra kaleni.
Ya oyuna sonradan girenler? Büyük bir zaafiyet var. Artık kimse katkı sağlayamıyor. Halbuki beklenen, kulübede oturanların alandakilerden farkı olduğunu düşünmesidir.
Bu mağlubiyet umarım herkesin yanılgılarıyla yüzleşmesi ismine fayda sağlar. Trabzonspor’un bir alt kategoride yoluna devam etmesi lig ismine da facia olur. Kimseyi motive edemez, her iki kulvarı da tehlikeye atarsınız.
Umarım bunun hesabını lider, teknik yönetici ve futbolcular yapmıştır. Ne yazık ki, kendi gö beğinizi kesmek üzere bir talihiniz kalmadı.
