İstanbul’da dün özel bir hastanenin ağır bakımında çekilen imgelerin ortaya çıkmasıyla olay tüm ülke tarafından reaksiyon ile karşılandı. Ağır bakımda yatmakta olan yaşlı bir bayana hastane çalışanının berbat davranışlarının görüldüğü görüntü sonrası sıhhat kurumunun tüm faaliyetleri durdurulurken tıpkı vakit da hususla alakalı 8 kişi de gözaltına alındı.
“GÖRÜNTÜLER KABUL EDİLEMEZ”
Tüm kamuoyu tarafından rahatsız olunan imajlar karşısında sıhhat çalışanları olarak da keder duyduklarını söyleyen İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sıhhat Meslek Yüksekokulu Ameliyat Hizmetleri Kısmı Öğretim Vazifelisi ve hastane idaresi tecrübesi olan Seda Aşçı imgelerin kabul edilemez olduğunu tabir etti. Seda Aşçı, “Dünkü imgelere aslında tek taraftan bakılmaması gerekiyor. Bizler sıhhat topluluğundan olan şahıslar olarak çok üzgünüz. Zira çok büyük emekle aslında ailelerimizden ödün vererek kendi ailemiz üzere gördüğümüz bireylere emek vererek bir hizmet sunmaya çalışıyoruz. Bu durum 3-5 kişinin yaptığı davranış biçimiyle tüm topluluğa mal edilmesi esasen düşünülemez. Ancak o hastanın ailesi, hastanede çalışan başka işçi, hastane idaresi büyük bir keder ile karşılıyor bunu. Kabul edilebilir bir şey değil. O yüzden bizler ahlaki tavır ve davranışlarımızı ön planda tutarak mesleksel bilgi ve hünerlerimizi kullanmamız gerekiyor. Aksi durumda bireyler bu meslekleri seçerken bunun şuurunda hareket etmezlerse geri dönüşü olmayan kusurlarla karşılaşabiliriz” dedi.
“İLK MAKSAT PARA OLMAMALI”
Sağlık dalındaki çalışanın çalışma anlayışında hümanistlik ideolojisinin temel alındığını hatırlatan ve bu anlayışla meslek seçiminde bulunulmasını gerektiğini söyleyen Seda Aşçı, “Tıbbın kurucusu olarak kabul ettiğimiz Hipokrat’ın yemininde de yetki ve sorumlulukları berbata kullanmama, ayrımcılık yapmama üzere kavramlar yer alır. Bunun sonucunda vicdandan, ahlaktan ve etikten bahsedebiliriz. Bizler eğitim kurumları olarak meslek etiğini ve eğitimini bu mesleği seçen şahıslara temel manada veriyoruz. Mezun olduktan sonra da çalıştıkları kurumlarda daima olarak denetlenerek bu eğitimler verilmekte. Lakin bu kadar eğitim ve denetlemeye karşın neden hala vicdanı ve ahlaki meselelerle karşılaşıyoruz. Aslında temel olarak buna bakmak lazım. İnsan ömrü için çok kıymetli bir yerde olan sıhhat dalının, bununla ilgili olan meslek kümesini seçen bireylerin, seçtiği mesleği çok güzel tanıması gerekiyor ve birinci amacının para kazanmak olmaması gerekiyor. Burada kıymetli olan şey manevi doyumun sağlanmasıdır” biçiminde konuştu.
“ÖNCE ÜNİFORMA DEĞİL VİCDAN ELBİSELERİ GİYMELİLER”
Sektörde mesleksel bilgi ve hünerlerin yanı sıra ahlaki tavır ve davranışların da bir o kadar kıymetli olduğunun altını çizen Aşçı açıklamalarına şöyle devam etti:
“Sağlık çalışanlarının etik prensipleri olması gerekmektedir. Bu etik, mesleğin kurallarını belirleyen tavırlardır aslında. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün meslek kümeleri tıpkı tavır ve davranışları gösterir. Sıhhat çalışanlarının etik prensiplerine bakıldığında ziyan vermeme, en düzgün ve en kaliteli formda hizmet verme, hastanın kişi haklarına ve mahremiyetine hürmet gösterilmesi prensibi yer almaktadır. Aslında mesleksel bilgi ve hünerlerin yanı sıra ahlaki tavır ve davranışlar daha ön plandadır. Bu iki kavram bir ortaya geldiğinde profesyonellikten bahsedebiliriz. Profesyonellik arttıkça hizmetin kalitesi de artar. Mesleği seçen bireylerin birinci adımı attığında aslında üzerlerine o üniformayı değil de vicdani elbiseleri giydiklerini bilmeleri gerekiyor. Vicdan bizim içsesimizdir ve meslek etiğimizin temel taşlarından bir adedidir. Ağır bakımlar da hasta bakımı açısından en değerli yerlerden bir adedidir. Zira hastalar kendilerine bakımda yetersiz kalabiliyorlar. Bu yüzden bizim vicdan elbisemizi giydiğimiz temel yerlerden biridir.”
“6 AYDA BİR RUHSAL DENETLEME DE YAPILMALI”
Öncelikli olarak meslek seçiminin çok yeterli yapılmasını gerektiğini ve sıhhat kesiminde çalışanlarının her 6 ayda bir fiziki muayene dışında ruhsal olarak da denetlenmesinin bu davranışların önüne geçmede mani olabileceğini lisana getiren Aşçı, “Sonuç olarak meslek seçiminde bireylerin önceliğinin manevi hisler olması lazım. Mesleği düzgün tanımaları, mezun olduktan sonra çalışma hayatında da bu eğitimlerin sürekliliğinin olması ve kontrol düzeneklerinin etkin bir halde rol alması gerekmektedir. Sıhhat çalışanları, çalışma ortamlarından ötürü tükenmişlik sendromunun en çok görüldüğü meslek gruplarındandır. Bilhassa ağır bakım, ameliyathane üzere kapalı ünitelerde çalışanların 6 ayda ya da yılda 1 ruhsal manada değerlendirilmesinin yapılması gerekebilir. Zira daima tıpkı hasta kümesine maruz kalmak, bağlantının en az düzeyde olduğu alanlarda çalışmak bu sorunu daha da büyütmektedir. Yani çalışanın sistemli olarak kendi psikolojinin de değerlendirilmeye alınması gerekiyor” diyerek kelamlarını sonlandırdı.
