Fenerbahçe, Spor Toto Üstün Lig’in 11’inci haftasında Başakşehir’i konuk etti. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda dolu tribünler önünde oynanan karşılaşma sarı-lacivertlilerin 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı. Başakşehir’in birinci yarıyı isabetsiz şut atamadan tamamlaması ve en net gol konumunu 90+4’üncü dakikada bulması dikkat çekti.
Spor muharrirleri kritik karşılaşmanın akabinde köşelerinde değerlendirmelerde bulundu. Duayen isim, Fenerbahçe’nin 1-0’lık üstünlüğüyle sona eren çabanın akabinde Emre Belözoğlu’nun ekibinin oyun planı hakkında çarpıcı yorumlarda bulundu.
İşte Fenerbahçe – Başakşehir gayreti sonrası yapılan değerlendirmeler…
ŞAMPİYONLUK ROTASI ÇİZİLDİ / ERCAN GÜVEN
Her rakibin deva üretmek için baş patlattığı Fenerbahçe’nin agresif formatı, maçın son çeyreğindeki Jesus rötuşlarıyla Belözoğlu’nu aştı ve teknik yöneticilerin teknik/taktik yarışı manasındaki maçı “usta” olan kazandı.
Oysa, Fenerbahçe’nin rakibi santradan itibaren kuşatma altına alıp kusura zorlamaya dayalı süratli ve mücadeleci futboluna direnecek her türlü donanıma sahipti Başakşehir. Stoper Ndayisihiniye dün sarı kart cezalı olsa bile ligin en az gol yiyen kadrosuydu.
En çok gol atanla en az gol yiyenin maçında durum tahminen azdı lakin seyir zevki yüksekti. İstikrarlı ve emniyetli futbolu tercih eden her iki kadronun da kendi oyununu oynadığı maçta yanılgı yapanın gol yiyeceği apaçık ortadaydı. O yüzden çaba etse de Fenerbahçe fazla baskı yapamadı. Doğal olarak ekip uzunluğu uzadı. Rakip kaleyi fakat birinci yarım saatin gerisinde İrfan Can ve Batshuayi’nin vuruşları ile bulabildi.
“LİNCOLN ÖNDE TUTTU”
Başakşehir’de Biglia markajsız oynayınca orta saha daha çok Başakşehir denetimindeydi ve bu da konuk grubun üslubu olan pas oyununu kolaylaştırıyordu. Sıkıştığında Okaka’ya uzun toplar gönderen Başakşehir’i durduran ona adım attırmayan Gustavo idi. Yalnızca Traore ikili gayretlerde Slazai’yi terletiyor sol kanat ise Serdar Aziz’e emanetti.
Rakibi, prese karşı presle karşılık verince ve Fenerbahçe istediği kadar önde oynayamadığında İrfan Can’ın yeteneğini sergilemesi, Batshuayi’nin konuma girmesi zorlaşıyordu lakin Lincoln oyun kuruculuğu ile vakit zaman önde tuttu Fenerbahçe’yi.
“DİĞER TUHAFLIK İSE…”
İyi düşünülmüş ancak düzgün atılamamış pasların maçında en kuvvetli gol mümkünlüğü duran toptu muhakkak ki… O yüzden değerli. 60’dan sonra Başakşehir ceza alanı yakınında İsmail’e yapılan faulü atlayan hakem bununla da kalmadı Başakşehir’den çıkan topa aut dedi kornerini de yedi Fenerbahçe’nin. Faulden sonra İsmail sakatlanıp yerini Arao’ya bırakmak zorunda kaldı. Bu kadar istikrarlı sonucu detayların belirleyeceği maçlarda VAR denetimi dışındaki durumlarda hakemlerin daha ihtimamlı olması gerek.
Diğer tuhaflık ise 60’dan sonra Başakşehir’e dönen maça Jesus’un müdahale etmemesi ve yalnızca sakatlık yüzünden İsmail’i değiştirmiş olmasıydı.
“ARTIK TREN KAÇTI”
Jesus’un atağı 75. dakikayı buldu ve toptan oldu. Batshuayi, İrfan Can, Valencia çıktı, Pedro, Emre Mor ve Rossi girdi. Yani kapalı savunmalara karşı daha tesirli ve topu taşıyan ve ileride tutan forvet çizgisi.
Gerçekten fark etti ekip. Pedro’nun futbol aklı, Emre’nin zeki pasları, Rossi’nin mücadeleciliği, Jesus’un neden geç kaldığını düşündürürken maçın bitmesine altı dakika kala Rossi’nin şahane golü yeniden Jesus’u haklı çıkardı.
Artık tren kaçtı… Bundan sonra Fenerbahçe’nin nereye kadar gideceğini lakin Fenerbahçe bilir. İster “Eksper” olur, lakin şampiyonluk garında durur… İster “duraklara” uğrar yarışa öteki yolcuları da kabul eder.
Ancak kuvvetli Başakşehir testini de geçtikten sonra ardında tam kapasite statla onu kolay kolay durduracak bir rakip olmadığı ve derin takımı nedeniyle kendi kendine yavaşlaması da mümkün olmadığı için, bir manada lig rotasının taslağı çizildi dün gece.
Lider Fenerbahçe.
JESUS’UN ATAĞI / ATTİLA GÖKÇE
Tam da şövalyelerin buluşması üzereydi Fenerbahçe – Başakşehir maçı… Puan cetvelinin ve istatistiklerin efendisi olarak takdir toplayan Fenerbahçe ve konuğu, birbirlerine ehemmiyet vererek, hürmet duyarak güya düelloya değil, yuvarlak masa toplantısına katılmış üzereydiler.
Özellikle birinci yarıda oyunun “kontrol ve savunma” yanı ağır bastı. Fenerbahçe rakibini dört sefer ofsayta düşürürken o sihirli çizgisi aşıp 2 önemli gol durumuna giren Traore kolay lokma olmadıklarını gösterdi. Başakşehir’in öteki ataklarında da Okaka Serdar Aziz düellosuna şahit olduk. İkisi de birbirine kabaca giriyor her türlü faul ve çekme-itme hareketleriyle maçın özel gösterisini oluşturuyorlardı. Ancak aferin… Arbede etmediler. Efendice konuşup birbirlerine temas ederek “ayıp ettiklerini” anlatmaya çalıştılar. hepsi o.
“YAKIŞMAYAN BİR OYUN TARZIYDI”
Ev sahibi Fenerbahçe heyecanlı ve coşkulu seyircisini “müşteri memnuniyetiyle” konuta göndermek için elinden geleni yaptı. Valencia ve Batshuayi ile çift santrforlu atak çizgisi çok baskılı oynadı ancak Başakşehir her seferinde konumu bozmayı bildi. Kazandıkları toplarla ne yaptılar? Dağınık biçimde uzağa şişirdiler, havaya savurdular. Başakşehir’e yakışmayan bir oyun üslubuydu bu. Emre Belözoğlu’nun kadrosundan bir sefer geçiş atılımı göremedik.
“UYGUN BİR HAREKETİNİ İZLEYEMEDİK”
kinci yarıda “hamleyi yapan” Jorge Jesus oldu. Emre Mor, Rossi ve Arao Portekizli hocanın “saklı silahları” idi adeta… Oyun 68’de yapılan üç değişiklikle hem hızlandı hem de Fenerbahçe ismine ağır bir baskı gösterisine dönüştü. Tam da futbol seyircisinin, taraftarın beklediği, keyif aldığı manzaralar.
Fenerbahçe’nin o ağır baskısına karşılık Başakşehir ligin evvelki maçlarında gösterdiği mekanik oyunu, yaratıcı atakları yapamadı. Dünkü maçta bilhassa maharet beklediğimiz oyunculardan fazla bir katkı göremedik. Biglia örneğin… Ustalığına uygun bir hareketini izleyemedik.
“BÜYÜK KONUŞMAYALIM”
Fenerbahçe’de birinci yarının atakçı oyuncusu İrfan Can Kahveci idi. İkinci yarıda İrfan Can oyundan alınırken, içeri girenler daha güzelini, fazlasını yaptılar. Hele Uruguaylı Rossi’nin golü.. Tam 20 metreden sağ ayak üstüyle usta bir plaseyle attığı gol ayakta alkışlanacak kadar hoştu.
Fenerbahçe parlak elbisesine toz kondurmadan, dönemin büyük kadrosu özelliğini daha da geliştirerek… En yakın rakibini yenip liderlik koltuğuna oturarak büyük iş yaptı.Bu ekibe uzaktan bakanlar artık nereye gittiğini biliyorlar. Büyük konuşmayalım…
Hedefine ulaşır ya da ulaşamaz. Hiç belirli olmaz. Ancak bu heyecanlı koşu bile futbolseveri keyifli etmeye yeter!
