Hande Yener “Meme Kanseri” Sürecini tüm ayrıntılarıyla anlattı

Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, erken teşhisin ehemmiyetine ve farkındalığa dikkat çekmek üzere Victoria’s Secret Türkiye, #KontrolSeninElinde sloganıyla ünlü sunucu Ebru Akel’in moderatörlüğüyle, manalı bir röportaja imza attı. Röportajda Hande Yener ve Göğüs kanseri alanında uzman Prof. Dr Cihan Uras’ın iştirakiyle “Meme Kanseri Farkındalığı ve Erken Teşhisin Önemi” üzerine konuşuldu. Röportaja göğüs kanseri sürecinde takviyesini her daim yanında hissettiği hekimi Prof. Dr. Cihan Uras ile birlikte katılan Hande Yener, süreç ile ilgili samimi ve yararlı paylaşımlarda bulundu.

Röportajda Göğüs Kanseri sürecinin ardındaki kıssayı tüm samimiyetiyle anlatan Hande Yener; “Anneme tatile gidiyorum dedim ve ameliyat oldum. Bir sene boyunca göğüs kanseri sürecimi kimseye söylemedim. Hastalıktan sonra maneviyatım yükseldi.” dedi.

Dünyada en çok teşhisi konulan kanser tiplerinden biri olan göğüs kanseri, Türkiye’de hayli yaygın bir hastalık. Victoria’s Secret Türkiye, göğüs kanserine dikkat çekmek için başlattığı farkındalık projesini bu sene “Pembe İzler Bayan Kanserleri Derneği” iş birliğiyle devam ettiriyor. Victoria’s Secret Türkiye, bayanları göğüs sıhhati konusunda bilgilendirmek, ilham vermek, farkındalık yaratmak ve erken teşhisin kıymetini vurgulamak ismine başarılı sunucu Ebru Akel moderatörlüğünde, göğüs kanserini atlatan kıymetli sanatçı Hande Yener ve onun tedavisini de gerçekleştiren alanında uzman Prof. Dr. Cihan Uras’ın iştirakiyle bir röportaj gerçekleştirdi.

Röportaj “Meme Kanseri Farkındalığı ve Erken Teşhisin Önemi” konusu üzerine Prof. Dr. Cihan Uras ve Hande Yener ile gerçekleştirildi. Bu manalı sohbette Prof. Dr. Cihan Uras, göğüs sıhhatinde dikkat edilecek noktalara, kendi kendine muayene formülüne, erken teşhisin değerine, psikolojinin ehemmiyetine ve hayatımızda nelere dikkat edilmesi gerektiğine değindi.

Hande Yener; “Niçin Yaşıyorum? sorguladım”

Hastalığı mühletince Prof. Dr. Cihan Uras ile ileryen ünlü sanatçı Hande Yener ise; “Hastalık ile birinci yüzleştiğimde kendimi çok makûs hissettim. Kendimi denetim ederken şüphelendim ve fark ettiğimde koşarak hastaneye gittim. Akşam saati laboratuvarda bir hekimin odasına girdiğimde ‘felaket’ dediğini duydum ve yıkıldım. Gözyaşlarıyla Prof. Dr. Cihan Uras hocamızın yanına koştum. Çok şanslıydım kendisi akşam saati olmasına karşın oradaydı ve evraklarımı inceleyip beni son derece sakinleştirdi. Patoloji süreci ve sonraki gün çabucak ameliyata aldı. 5 gün hastanede yattım ve artık gidebilirsin dediler. Ömrüne olumlu formda devam et dediler ve o gün Altın Kelebek Ödülü’nü aldığımı öğrendim. Ameliyatlı halde direnlerimi saklayıp gidip performans sergiledim. Yine doğuşumu mükafatla taçlandırmıştım. Omuzlarımdaki direnler ve bedenimdeki kablolar görünmesin diye vatkalı bir ceketle sahneye çıktım ve kimse anlamadı. Bu hastalık ile başetmek hayli sıkıntı fakat uygun bir tabip ve etrafınızdaki beşerler sizleri farklı bir noktaya taşıyor. Bu nedenle düzgün bir tedavi kadar yeterli bir psikoloji ve manalı bir dayanak en değerli ögelerden biri. Maneviyatı yüksek biriyim. Bu hastalık ile birlikte niye yaşıyorum diye sorguladım ve vazifemin bu bahiste bayanları biliçlendirmek olduğunu fark ettim. Bir bayanın bile hayatına dokunsam ne keyifli bana” dedi.