Üniversite öğrencilerinin dünyada öncü projelere, kurumlara, markalara liderlik etmelerini sağlama gayesiyle İstanbul Volkswagen Arena’da 15 Ekim’de; ikincisi düzenlenen Tepe 23, iki bin beş yüz öğrenciyi ağırladı.
23 Yetenek Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Tepe 23, başarılı önder ve girişimcileri, Türkiye’nin parlak ve iz bırakmayı arzulayan gençleriyle buluşturmaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen üniversite öğrencilerinin katıldığı Tepe 23’e, dokuz liderlik teması damgasını vurdu: “Belirsizlik”, “Şüphe”, “Denge”, “Huzur”, “Vicdan”, “Merak”, “Tutku”, “Cesaret” ve “Devrim’’.
Bu sene “İzleme, İzini Bırak” mottosuyla düzenlenen Tepe 23, gençlere, ‘gerçek tecrübe odaklı’ özel programıyla seslendi.
Zirvenin öğlenden sonraki ikinci kısmı olan son kısmında Antalyaspor Futbol Sorumlusu Nuri Şahin “Denge”, Yeryüzü Hekimleri Genel Müdürü Ozan Memnun “Devrim” başlıkları altında muvaffakiyet kıssalarını paylaştı. Plug and Play Türkiye ve EMEA Yöneticisi Lale Can Gözübüyük idaresinde, Meditopia Kurucu Ortağı Berk Yılmaz, AirCar Kurucu ve CEO’su Eray Altunbozar ve Colendi Türkiye Kurucu Ortak ve Küresel CEO’su Bülent Tekmen’in iştirakiyle ‘’İz Bırakan Girişimciler’’ paneli gerçekleşti.
Günün ikinci sürpriz konuğu olan Baykar İdare Heyeti Lideri ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Lideri Selçuk Bayraktar’ın “Devrim” oturumundaki kıssaları ise iştirakçi 2 bin 500 üniversite öğrencisi tarafından ilgiyle dinlendi.
“VERİMSİZLİK VARSA, FIRSAT VARDIR”
En büyük fırsatların verimsizliğin olduğu yerlerde bulunduğunu belirten Colendi Türkiye Kurucu Ortağı ve Küresel CEO’su Bülent Tekmen, “Hayalleri ve kaygıları olan herkes üzere, bütün hayatım her şeye sıfırdan başlamakla geçti. En büyük fırsatlar da verimsizliğin olduğu yerlerde oluyor. Girişimlerimin ikisi, paranın dijital olarak hareketi üzerine bir kolaylık sağlamak içindi. Colendi’yi kredi alanında bir tahlil sunmak için kurdum. Kredi alanında inanç sorunu var ve bunu aşmak için de yalnızca bankaları karşımızda bulabiliyoruz.” dedi.
AirCar Kurucu ve CEO’su Eray Altunbozar, insanlara yardımcı olmak motivasyonu ile ilerlediğini belirtirken, “Uçan otomobilleri hepimiz hayal ediyoruz. 1900’lerden bu vakte kadar uzanıyor geçmişi. Fakat 2014 yıllarında bunun hayata geçirilmesi için adım atmak mümkün oldu. Zira batarya ve hava araçları kullanımı, bu manada kıymetli adımlardan oldu. Biz de bir şeye vaktinde başlayarak, Türkiye’de bu işi denemek istedik. Şu an tam prototipin uçuş denemeleri devam ediyor. Birinci kere beşerli uçuş yapma maksadının peşindeyiz. Pekala motivasyonum ne? İnsanlara yardımcı olmak ve bunu teknolojinin gücüyle gerçekleştirmek.” dedi.
Meditopia’nın anda kalmak, insanı değiştirmekle alakalı bir teşebbüs olduğunu belirten Meditopia Kurucu Ortağı Berk Yılmaz, “Temelleri, hepimizin yaşadığı varoluşsal bir krizle ortaya çıkan bir süreçle atıldı. Bir teşebbüsçü için en büyük bahis, çözmeye çalıştığı işle ilgili empati kurabilmesidir. Türkiye’de başladıktan sonra güçlü bir talep gördü, Meditopia. Türkiye’deki muvaffakiyet, dünyaya açılmamızın yolunu açtı. Bugün 12 lisanda, 35 milyon şahsa ulaşıyoruz. Bizlerse işle büyüdük; muhtaçlığı hissettik, sonra işi daha fazla sevmeye başladık ve bütünleştik” dedi. Yılmaz, sorunu hissetmenin teşebbüsler için kritik kıymete sahip olduğunu söyledi.
“YAPTIĞINIZ İŞİ TUTKUYLA YAPIN”
Futbolda oynadığı durum itibariyle istikrar temasında konuştuğunu belirten Antalyaspor Futbol Sorumlusu Nuri Şahin, “Antalyaspor’da yeni bir mesleğe başladım. Teklifi uzunca düşündüm, sonra adım attım; çabucak kabul etmedim. Ki burada da istikrar, değerlendirdiğim bir kavram oldu. Ulusal kadro tercihi için de istikrar kıymetliydi; kupaları değil, duyguyu seçtim.” dedi. Şahin son olarak, yaptığı her işi tutkuyla yapmanın çok kıymetli olduğunu, gençlere de yaptıkları iş değerli olmaksızın tutkuyla yapmalarını tavsiye etti.
YERYÜZÜ TABİPLERİ: YÜREK, MERHAMET VE KARARLILIK DEVRİMİ
“Cesaret, merhamet ve kararlık ihtilalinin kıssasını anlatmak istiyorum” kelamları ile konuşmasına başlayan Yeryüzü Tabipleri Genel Müdürü Ozan Memnun, “Tolstoy, öykülere iki formda başlar: Ya biri seyahati çıkar ya da kente bir yabancı gelir. 90’lı yıllarda insani krizlere kayıtsız kalamayan bir küme Türk tabip adım atmak ister. Tahlili dışarıda aramaz, kendi imkanlarını değerlendirirler. Planlar yapar, hayaller kurarlar. İmkanlarını, mesleklerini uygunluk yolunda kullanmaya karar verirler. Alışılmış, her muvaffakiyet öyküsünün anahtarı birinci adım vardır. Bu adımı atmak zordur. Hekimlerimiz bu adımı da atarlar. Dünyanın farklı coğrafyalarında sıhhat meseleleri yaşayan insanlara yardım için yola düşerler. Vakitle farklı meslektaşları harekete katılır, 2000 yılında ise dernek kurulur. Vakit gelir, çalıştıkları hastane bombalanır; vakit gelir, teröristler yollarını keser ya da sıhhat hizmeti için çadırda kalmaları gerekir” dedi.
Memnun; cüret, merhamet ve kararlık sonucu başlatılan ihtilalin bugün, 20 yılın akabinde kurumsallaşarak Yeryüzü Doktorları’na dönüştüğü ve 25 bin istekli sıhhat çalışanı, 300 bin bağışçı dayanağı ile yüz binlerce insanın sıhhat gereksinimine yanıt verdiğini söyledi.
“NASIL YAPTIĞINIZA, NEDEN YAPTIĞINIZA ODAKLANIN”
Pozitif bilimcilerin ‘Ne?’ sorusunun peşinden gitmelerinden daha kıymetlisini toplumsal bilimcilerin ‘Nasıl?’ sorusu ile gerçekleştirdiğini hatırlatan Baykar Teknoloji İdare Heyeti Lideri ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Lideri Selçuk Bayraktar, “Pandemi devrinde, ürettiğimiz teneffüs aygıtlarının içerisinde elektronik ve yazılım var. Lakin gereksinimi olan ülkede, dünyanın bir ucunda o makinanın nefes olabilmesi çok şey söz ediyordu. Böylelikle yaptığınız aygıt asırları aşan bir mana kazanabiliyor; ruhsuz ve anlamsız bir makine, inancınız ve çabanızla birlikte bir anda mana kazanıyor. Bütün yaptığınız işlerde, ne yaptığınızdan çok nasıl yaptığınıza; ondan da öte neden yaptığınıza odaklanın” dedi.
Anlatımını Baykar üzerinden sürdüren Bayraktar, “Şimdi bu kurguyu Bayraktar için uyarlayalım. Ne yaptık? Ulusal ve özgün İHA’lar. Nasıl yaptık? Etik ve ahlaktan ayrılmadan. Neden yaptık? Ülkemiz bu alanda tam bağımsız ve müreffeh olsun diye. Bunun yanında bir vizyon sorusu da var. Bugünün değil, yarının yarışlarına odaklanacak olursanız; 10 sene sonrasının yarışına bugünden hazırlanırsanız, azami çabayla ve dosdoğru ahlaktan ayrılmadan ilerlerseniz, dünyanın en güzelini yapabilirsiniz. Daima buna inanın” dedi.
Konuşmaların akabinde iştirakçilerin nasıl 23’lü olabileceği hakkında yapılan bilgilendirmeler yapıldı ve 2. kere düzenlenen Tepe 23, coşkuyla sona erdi.
23 SERÜVENİ NASIL DEVAM EDİYOR?
Bu yıl ikincisi düzenlenen Tepe 23’e, Türkiye’nin 80 vilayetindeki 201 üniversiteden 13 bine yakın müracaat yapıldı. Aktifliğe katılması için seçilen 2.500 üniversite öğrencisi Volkswagen Arenadaydı. Bu gençleri, Tepe 23’ün akabinde bir kıymetlendirme süreci bekliyor. Kıymetlendirme evresinin tamamını muvaffakiyetle geçen 50 genç, “23’lü” olarak 2 yıllık programa katılacaklar.
Program müddetince; Akademi 23, Atölye 23 ve toplumsal teşebbüs projeleri üzere süreçlere dâhil olacak gençler, insan gelişiminin ‘kilit bir zamanı’ olarak bedellendirilen 20’li yaşlarda; 23 faaliyetlerini deneyim ile birleştirerek bir serüvene dönüştürüyorlar. Gençler, 23 ile bir arada saha seyahatlerine katılıyor, farklı sportif faaliyetleri deniyor, grup arkadaşları ile sorun çözüyor, kendi teşebbüslerini oluşturuyor ve niyetlerini açıklıkla ortaya koydukları paylaşım çemberlerinde buluşuyorlar. 2 yıllık bu program, her genç için birbirinden eşsiz bir serüvene dönüşüyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
